Geçtiğimiz hafta, Standard Kıbrıs ekibi tarafından derlenen verilere göre, KKTC’de Temmuz ayı itibarıyla satılık konut sayısı %1.43 oranında düştü. Satılık sayısı Mayıs’ta da %0.05, Haziran’da da %2.36 oranında düşüş göstermişti. Bu düşüşün istikrarlı bir şekilde düşmesi, arzın talebi karşılayamayacağını gösteriyor. Peki, ne anlama geliyor?
Evre 1: Fiyatlarının Artması
Herhangi bir ürüne talep artarken, arz talebi karşılamıyorsa, buna verilen en hızlı tepki fiyatları artırarak, arz ve talebi dengelemektir. Bu da, emlak sektörünün, konut sayısındaki düşüşe vereceği ilk tepkidir. Yani, önceleri 90 bin sterline aldığınız bir daire, bugün 150 bin sterlinden satılabiliyorsa, bu talebin arzdan yüksek olması ile açıklanabilir. Bu hesaplamayı yaparken, konutun nominal değerine değil, reel değerine bakılmalıdır. Reel değer, hesaba enflasyonun da katılması demektir.
Evre 2: Yeni Konutların İnşaa Edilmesi
Fakat, fiyatları artırmak geçici bir çözümdür. Pazarda daha fazla talep olduğunu gören inşaat firmaları, ellerindeki konut sayısını artırarak, talebi karşılamaya çalışacaktır. Yeni konutlar, inşaat firmalarının yanı sıra, beraberinde, hem daha çok iş olanağı yaratır, hem de, inşaat firmalarına hizmet sektörlerinde satışlarının artmasına yardımcı olur.
Evre 3: Fiyatların Yeniden Dengelenmesi
Arzın talebi karşılamaya başlamasıyla, fiyatlar dengelenmeye başlar. Bunun sebebi, seçeneklerin artması ve tüketicinin opsiyonlar arasında tercih yapabilmesidir. Bu noktada fiyat-performans dengesi iyi olan, rekabetçi firmalar daha çok kazanacaktır.
KKTC’de enflasyon ve döviz kurları istikrarlı bir şekilde yükselmektedir. Bu iki değişken, tüketicinin alım gücünü etkiler. Dolayısıyla, konut fiyatlarının dengelenmesi, yerli alıcı için tek başına bir anlam ifade etmez. Bu da, emlak sektörü için, yabancı yatırımcıların alternatif bir segment olduğunu gösteriyor.