Korona virüsün başlangıcından bu yana ülkede kapanan işletme sayısı 4 bine ulaştı, işsiz kalanların sayısı 50 bine yaklaştı. Rakamlar, nüfusun ancak üçte birinin çalıştığını da ortaya çıkardı.
Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’nın
verilerine göre koronavirüsün başlangıcından bu yana 4 bin esnaf iflas etti, 50
bin kişi işsiz kaldı.
Kıbrıs
Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), “siyasetin, halktan koptuğunu”
belirterek, “Bu gidişle yaz aylarına kadar taş üstünde taş kalmayacağı
neredeyse kesinleşmiştir” değerlendirmesinde bulundu.
Oda, koronavirüs salgınının başlangıcından bu yana geçen 10 ayda kapanan
işletme sayısının bugünkü verilerle 4 bine ulaştığını, işsiz kalanların
sayısının 50 bine doğru yol aldığını; istihdamın ise 100 bine düştüğünü
belirterek nüfusun ancak üçte birinin çalıştığını kaydetti.
Ekonominin içinde bulunduğu sorunlara işaret eden Esnaf ve Zanaatkarlar Odası,
harç ve vergilere yapılan zammı eleştirdi; çalışanların toplumdan
ötekileştirildiğini, halk sorunlarla boğuşurken, siyasi kapışmaların sorunlar
yaratıp büyüttüğünü belirtti.
KTEZO Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada, salgına karşı mücadele ile
istihdamı, insanları yaşatma ve işletmeleri koruma mücadelesinin birlikte
yürütülmesi gerektiğini kaydetti.
Bütün bunları tartışırken, “kimin nereye atanacağı, kimin hangi makama
geleceğinin” her şeyden önemli olduğu savunulan açıklamada, “siyasetin, halkın
sorunlarından koptuğu, siyasetin kendisini de kırıp döktüğü, halkın sorunlarına
tahammül edip el atma kapasitesini yitirdiği, değil yönetmek, kendisini
yönetebilmekten bile çıktığı” ileri sürüldü.
Salgının başlangıcından bu yana 10 ayın geçtiği ve kapanan işletme sayısının
bugünkü verilerle 4 bine ulaştığının kesinleştiği ifade edilen açıklamada,
şunlar kaydedildi:
“İşsiz kalanların sayısı 50 bine doğru yol alıyor, toplam istihdam ise
kayıtlı/kayıtsız, kamu/özel, eski/yeni 100 bine düştü. İşgücüne yeni
katılanlarla, iş bulamayanları varın bu rakamın üzerine siz ilave edin. Yani
kabaca, yerli, yabancı nüfusun ancak 3’te 1’i çalışıyor. Bu da nüfusa göre
istihdam oranının 3’te 1’e düştüğünü gösteriyor. Çalışabilir nüfusa göre ise
işgücüne katılım oranı yüzde 40’ların altına düşmüş durumda. Görünen o ki,
İstatistik Kurumu’nun güzellemelerine rağmen, bu gidişle yaz aylarına kadar taş
üstünde taş kalmayacağı neredeyse kesinleşmiştir.
Öğrenci yok, turizm yok, kapılar yok… Üretim örgütlenememiş, mevcut haliyle
değer üretmek yerine kaynak tüketiyor… Kaynak sıkıntımız var diye şikayet,
sitem, gerekçe üretirken hiçbir şey olmamış gibi, cevizcinin çuvalından
harcamalar devam ediyor. Ödenen çifte maaşlarla, emekçinin, ustanın, çırağın,
vatandaşın ödediği vergiler yanında gelen borç ve katkılar çar çur ediliyor.
Açları, yoksulları çoğaltma pahasına yürek sızlatan ve hatta kanatan harcamalar
yapılıyor.
Yetmezmiş gibi, bu safahatın sürmesi için 7’den 70’e tüm harçlara, seyrüsefere,
emlak vergisine, normal bir zamanda yaşıyormuşuz gibi zamlar yapılıyor. Bu
yapılanlarla, işsizlik ve iş kaybından dolayı ödenemeyecek duruma gelen
borçlara Kalkınma Bankası dahil faiz de artırarak bir o kadar daha borç
bindiriliyor. Kiralar, kredi taksitleri, sosyal güvenlik yatırımları
ödenemezken ve yığılırken gerçekten ne yapılmak isteniyor?
Biz çalışanlar, bu toplumdan ötekileştirilenler olarak, ‘Bu kararı alanlar
kimdir?’ diye artık sormalıyız. Sorun veya sorunların parçası kimdir sahiden?
Biz miyiz? Bütün bunları yapanlar mı? Açıktır ki sorun olan biz değiliz. Bu
toplumun sorunlarıyla boğuşanlar biz, sorun yaratan ve büyüten ise siyasi
kapışmalarınızla sizlersiniz.”