TurkishBank Group Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Börteçene, grubun açık bankacılık konusunda attığı adımları özetleyerek, banka grubunun açık yatırım konusunda çok yol aldığını vurguladı.
Hakan Börteçene geçtiğimiz günlerde BloombergHT TV’de yayınlanan ve Sefer Yüksel’in sunduğu Finansal Teknoloji programına konuk oldu.
Börteçene, grubunun Açık Yatırım konusunda sağladığı gelişmeleri anlatırken, “TurkishBank Group’un şu anda en büyük kuruluşu nedir derseniz, Açık Yatırım diyebilirim” ifadesini kullandı.
Hakan Börteçene yazılım konusunda KKTC’ye yönelik vurgularda bulunurken, “İlerideki yıllarda Kıbrıs’ın bir yazılım adası olarak tanınması” için çaba harcayacaklarına dikkati çekti.
AÇIK YATIRIM OLMAK İSTEDİĞİMİZ BİR PAZAR YERİ KONSEPTİ
Hakan Börteçene programda, “Açık bankacılık” ve “Fintech banka ilişkileri” gibi ana başlıklar altındaki sorulara cevap verirken, “Açık yatırıma çok önem veriyoruz. Olmak istediğimiz bir pazar yeri konsepti” dedi.
Kişilerin istediği bankanın ürününü tek bir noktadan, o bankaya gitmeden özgürce, rahatlıkla ve de aynı fiyata alabilmesini sağlayacak bir pazar yeri oluşturduklarına işaret eden Börteçene, bunun belli anlamlarda bu tarz bir hizmeti bekleyenler için çok büyük bir kolaylık ve rahatlık olduğu üzerinde durdu.
Hakan Börteçene, “Aslında ‘TurkishBank Group’un şu anda en büyük kuruluşu nedir’ derseniz, açık yatırım diyebilirim size. O bakımdan da piyasada gördüğümüz kadarıyla birçok kuruluş bu yönde hazırlıklarını sürdürüyor” şeklinde konuştu.
FİNTECH AĞIRLIKLI PAYLAŞIM OFİSLERİ PROJESİ
Hakan Börteçene, Kıbrıs’ta fintech ağırlıklı paylaşım ofisleri projesine de değinirken, projenin geçen seneden bugüne birkaç evrim geçirdiğini belirtti.
Yaşanan süreçte bu önemli yolda sağlam adımlarla yürüyebilecekleri partnerlerle projelerini geliştirmeye zaman harcadıklarını ve şu anda iki partnerleri olduğunu vurgulayan Börteçene, şöyle devam etti:
“Sistem Global, konusunda uzman teknolojiye odaklanmış bir kuruluş. Yurtdışında da bir desteğe ihtiyaç vardı. Hong Kong, Singapur ve Londra başta olmak üzere bu alanda çalışmalar yapmış uzman bir kuruluşu stratejik ortaklarımızdan biri olarak yanımıza aldık. Bu şekilde takımımızı güçlendirdik.”
Hakan Börteçene ayrıca, devletin de bu alanda mevzuatın önünü açtığını ve teknoparklar ile teknokentlerden daha küçük ölçekli ama iş aleminin kullanabileceği, üniversitelerin de içinde olabileceği, inovasyonun daha hızlı gelişebileceği yapıların oluşturulduğunu anlattı.
“Bizlerin fintechlere, özlediğimiz yöntemlerle altyapımızı açmamız, finans desteği sağlamamız, onların da bizimle çalışabilmesi konusunda önümüz açıldı, biz de bu alana gitmeye karar verdik” dedi. Börteçene, pandemi dolayısıyla yaşanan gecikmede altyapılarını güçlendirdiklerini ve bu süreçte oluşan yeni normlar çerçevesinde projenin revize edildiğini belirterek, Ocak sonu faaliyete geçmeyi hedeflediklerini vurguladı.
HEDEF FİNTECHLER
Börteçene, TurkishBank olarak kurulacak yapıyla kimlerin hedeflendiği sorusuna cevap verirken ise fintechlerin hedeflendiğine dikkati çekti.
“İlk adım olarak bir fintech haritası çıkardık. Çok da güzel bir rapor oldu, hatta bunu Ocak ayı içinde kamuoyu ile de paylaşacağız” diyen Börteçene, sadece Türkiye’nin değil aynı zamanda bölgedeki önemli ülkelerin de fintech haritasının oluşturulduğuna dikkati çekti.
Bu harita çerçevesinde özellikle firmaların yurt dışına açılma konusunda sıkıntıları aşabileceğini anlatan Börteçene, “Bizim gücümüz 45 yıldır Londra’daki varlığımızdır. Oradaki networkümüz, oradaki bağlantılarımızdır. Londra bilişim merkezi, bu köprü çok önemli” dedi.
YAZILIM ADASI
Hakan Börteçene, piyasada yazılım konusunda önemli açıklar olduğuna işaret ettiği konuşmasında KKTC üzerinde özellikle dururken, şunları söyledi:
“Biz bu alanda Kıbrıs’a çok önem veriyoruz. Adamızın bir yazılım hamlesine girmesi gerektiğini görüyoruz. Buna önderlik etmek için elimizden geleni yapıyoruz. İlerideki yıllarda Kıbrıs’ın bir yazılım adası olarak tanınmasını hayal ediyoruz. Kıbrıs’ın bir yazılım hamlesine girmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Biliyorsunuz birkaç 100 bin nüfusa karşılık 100 bini aşkın üniversite öğrencisi var. Bu müthiş bir güç kaynağı. Aynı zamanda Londra’da yaşayan çok önemli, çok tecrübeli, bilgi işlem dünyasını yakından tanıyan, dijital konulara çok hakim Türkler var. Tüm bunları bir araya getirme arzusundayız.”