Blok zincir (blockchain) ve Kripto Paralar ile ilgilenmeye başladığımda, çevremdeki birçok insanın bu konuda sıfıra yakın bilgisi olduğunu, hatta bilgi sahibi olmak bir tarafa “bitcoin”i, kara para aklama, dolandırıcılık, vergi kaçırma gibi konularla ilişkilendirdiklerine tanık oldum. Benimle bu yatırımı yapan arkadaşlarım dahi zaman zaman bu söylemlerin etkisi altında kalarak doğru bir şey yapıp yapmadıklarını sorguluyorlardı.
Kanun koyucunun kripto paralar üzerinde bir yönetim ve kontrol gücünün olmamasından dolayı, insanları bu emtianın kullanımından uzak tutma amaçlı üretilmiş olan ve okuyup öğrenmektense, daha kolayca satın alınan “ilk etap” argümanlardı bunlar. Maalesef düşünce tembeli insanoğlu, “bitcoin” çıkmadan önce “kara para” aklanmıyor muydu? sorusunu sormayı bile aklına getiremiyordu.
Biraz araştırılsa, geçmişten günümüze en çok kara para aklama yöntemlerinin, ülkeler içerisinde yasal mevzuatlar çerçevesinde hizmet veren bankalar aracılığı ve itibari para birimleri kullanılarak yapıldığının, Meksika’daki uyuşturucu kartellerinin paralarının aklanmasına, Ingiltere merkezli dünyaca ünlü bir bankanın yardımcı olduğunun, sonrasında ABD yetkilileri ile bankanın 1,9 milyar dolarlık bir ceza ödeme konusunda mutabakata vardığının ve bu işlerin sonunda kimsenin yargılanıp hapse bile atılmadığının bilgisine ulaşılabilirdi. “Ortalama bir akıl, “bitcoin” e sıra gelene kadar “kara para” aklama da en çok kullanılan paranın adının “USD” olduğunu, çoğu zaman buna “altın”, “elmas”, “pırlanta” gibi değerli madenlerinde eşlik ettiğini, ülkeler arasında ise “petrol” gibi yer altı kaynaklarının kullanıldığını düşünülebilirdi.
Aslında tüm “kripto paralar” ve bunun içinde de en popüleri olan “bitcoin”, piyasaya çıktığı tarih olan 2009 dan bu yana, kullanıldığı (transfer edildiği) her anda, kaydı blok zincir üzerinde hatasız ve değiştirilemez bir şekilde tutuluyordu. Ayrıca bu kripto paraların, hangi “kripto cüzdan” dan çıktığı veya nereye (borsa veya başka kripto cüzdana) transfer edildiği, cüzdan numaraları ile kayıt altındaydı. Bunların sahiplikleri sayısal bir rumuz şeklinde görünsede, dünyanın önde gelen borsaları, KYC (know your clients) bilgilerini, borsa üyeliği esnasında müşterilerden temin etmekte, hatta kimliklerindeki fotoğrafları, kimlik belgesi ile aynı anda yüzleri açık olarak görülecek bir şekilde özçekim (selfie) vasıtası ile, karşılaştırmakta idi. Yani bir nevi ihtiyaç halinde kolluk kuvvetleri ile bu bilgileri paylaşacak alt yapıyı sağlamaktaydılar. Öyle ya, yasadışı hiçbir şahsın, bir elinde kimlik belgesi diğer elinde kamera ile kendi profil resmini çekerek, bunu para veya “bitcoin” transferi yapacağı bir şirkete vermesi düşünülemez. Yani bütün bu örneklerden de anlaşılacağı üzere, bitcoin üzerinden KARA PARA aklanması pek akla yatkın gelmiyor insana.

Öte yandan “GRI PARA” diye tanımlayabileceğimiz, yasal bir kazancın vergisinin verilmemesi konusunda, her itibari para birimi kadar, “bitcoin” de bu yeteneğe sahip. Yani burada itibari para birimi veya “bitcoin” in kendisi, “iyi” veya “kötü” olarak nitelendirilemez. Bunlar sadece birer araçtır, aslen işin, yani fiiliyatın kendisi “iyi” veya “kötü” olarak değerlendirilmelidir.
Kaldı ki birçok finansal fonksiyonelliğinin yanında, kripto paraları sadece bu konu sınırları dahilinde değerlendirmek, hem altında yatan blok zincir (blockchain) teknolojisine hem de bu paraların yaratılması için kullanılan “kriptoloji” bilimine büyük bir hakaret, bunları yaratan akla ve bilgiye saygısızlıktır.
Bugün dünya üzerinde yaklaşık 2,5 milyar kişi, türlü sebeplerden ötürü bankacılık hizmetlerini kullanamamaktadır. Bu kişiler, para göndermek veya almanın yanı sıra, bankacılığın hiçbir faaliyetinden faydalanamamaktadırlar. İşte kripto paralar, bu kitleyi otomatik olarak kendi eko sistemlerinin içine dahil etmektedir.
Evlerinden uzakta, farklı zaman dilimi barındıran coğrafyalarda çalışarak, ailelerine bakmakla yükümlü olan insanlar, evlerine para gönderebilmek için aracı kurumlara belli miktarlarda komisyon ödemek durumundadırlar. Bunun da ötesinde acil para transfer ihtiyaçlarında, en iyi ihtimal ile, 3-5 iş günü beklemek zorundadırlar. Dünya üzerinde her yıl aracı kurumlara verdikleri hizmetler karşılığında ödenen para 650 milyar dolarları bulmuştur Kripto paralar ve block zincir teknolojisi, özellikle para transferlerinde merkeziyetçi finans kurumlarını ortadan kaldırarak bu rakamı sıfıra yakın bir hale getirmeyi başarmaktadır.
Tek başına “bitcoin” sistemi, yani ilk yaratılan kripto para yukarıda belirtilen konulara çözüm olabiliyorsa, adını sıkça duyduğumuz, “Ethereum”, “Litecoin”, “Ripple”…vb gibi “alt coin” ler ne işe yarıyordu ? Madem “bitcoin” sorunları çözüyordu, diğerlerini kim neden yaratmıştı? “Bitcoin” gibi güçlü ve güvenilirliği 10 seneyi aşkın bir zamanda ispatlanmış bir kripto para dururken, kim ne sebeple diğerlerine yatırım yapabilirdi ki?