Türk Lirası bugün dalgalı bir seyir izliyor. Salı günü dolara karşı %1.89 ile gelişmekte olan ülke para birimleri içinde en yüksek günlük kazancı elde eden Türk Lirası, yeni işlem gününde sınırlı oranda negatif ayrışma içerisinde.
Küresel piyasalarda tahvil getirileri ve dolar yönünü yukarı çevirirken, gelişen para birimleriyle birlikte Türk Lirası da dolar karşısında gerileme kaydetti.
Dün piyasaların kapanışından sonra 7.60’ın da altını gören dolar/TL, bu sabah 7.62-7.63 bandından değerleniyor. Euro/TL 9.05-9.06 bandında, sterlin ise 10.58-10.59 bandında işlem görüyor.
Türkiye piyasalarında sabah saatlerinde 7.66’nın üzerini test eden dolar/TL kuru saat 10.20 itibarıyla dünkü kapanışa kıyasla %0.20 artışla 7.6265 seviyesinde, Euro/TL %0.01 düşüşle 9.0565 seviyesinde, sterlin/TL de %0.10 artışla 10.5846 seviyesinde işlem görüyordu.
KKTC serbest piyasasında aynı dakikalarda dolar 7.65 TL’den, Euro 9.09 TL’den ve sterlin de 10.61 seviyesinde işlem görüyordu.
Türkiye’nin risk priminde ise hafta başına göre bir gevşeme izlendi. Risk primi 337 baz puandan işlem görürken gösterge tahvil faizi %16.37 seviyesindeydi.
EKONOMİ POLİTİKALARI KONUSUNDA ENDİŞELER ARTIYOR
ABD tahvil getirilerinin hafta başında belirginleşen yükselişle 7.8’e yaklaşan dolar/TL dün itibarıyla yönünü 7.7’den aşağı çevirse de bankacılar tahvil getirileri kaynaklı piyasa baskısının devam ettiğine dikkat çekiyor.
Bankacılar üç yıl önceye göre işlem hacimlerinin üçte ya da dörtte bir seviyesinde olmasının hareketlerin daha volatil olmasında etkili olduğunu belirttiler.
Bu arada, OECD’nin 2021 için küresel büyüme tahminini %5.6’ya, Türkiye büyüme beklentisini ise %2.9’dan %5.9’a revize ettiği dönemde, Türkiye’ye özgü riskler de son dönemde TL’de satış baskısı yaratıyor.
ABD ve AB ile ilişkiler, mevcut ekonomi politikalarının sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler, TCMB’nin önümüzdeki hafta gerçekleştireceği faiz kararı ve lokallerin dövizden TL‘ye dönme konusunda belirgin bir eğilim göstermemesi son dönemde TL‘yi negatif ayrışmaya götüren ve takip edilen gelişmeler arasında öne çıkıyor.
Küresel piyasalarda ise Asya borsaları, ABD tahvil getirilerinin yüksek talep gelen ihalenin ardından gerilemesi ve Çin borsalarının para politikasını sıkılaştırma endişeleriyle son dönemdeki sert düşüşün ardından toparlanmasıyla, iki ayın dip seviyesinden yükseldi.
Birçok piyasa yatırımcısı temkinli kalmaya devam ederken, bu haftanın ilerleyen günlerindeki 10 yıllık ve 30 yıllık hazine tahvil ihalelerine gelecek talep belirleyici olacak.
ENFLASYON REEL FAİZİ 140 BAZ PUAN ERİTTİ
Öte yandan, Citi ve JPMorgan hafta başında, TCMB’nin enflasyon baskılarını kontrol altında tutmak adına Mart ayında politika faiz oranında 100 baz puana kadar artış beklediğini açıkladı.
Önceki hafta da Morgan Stanley’den James Lord TCMB’nin 100 puan faiz artırımına gitmesini beklediğini ve bu faiz artışının TL‘nin istikrar kazanmasına yardımcı olabileceğini söylemişti.
Bankacılar mevcut enflasyon üzerinden göre yapılan hesaplamalara göre reel faizin 140 baz puana kadar gerilediğini, önümüzdeki aylarda bunun daha da düşecek olmasının orta ve uzun vadeli enflasyon tahminlerine yukarı revizyon olarak yansıyabileceğini öngörüyorlar.
Mevcut enflasyona göre reel faizin ayrıca dedolarizasyonu sağlayacak bir seviyede olup olmadığı da piyasada tartışılıyor.
TCMB’nin bu ayki PPK toplantısının sonuçları 18 Mart’ta açıklanacak. faiz oranları başlıca ekonomilere göre en yüksek seviyede olsa da, enflasyon oranının Şubat ayında %15’in üzerine, en son 2019’un ortalarında gördüğü seviyelere yükselmesi faiz oranlarının daha da artacağına dair beklentileri tetikleyen en önemli sebep oldu.
İstanbul Genel Müdürü Hakan Atilla’nın hafta başında görevinden istifa etmesinin ardından, kamu kurumlarındaki üst düzey değişikliklere dün de bir yenisi eklendi ve Türkiye Varlık Fonu (TVF) Genel Müdürü Zafer Sönmez görevinden alındı. Bu değişiklikler, Hazine ve Maliye eski Bakanı Berat Albayrak’ın yeniden kabinede görev alma olasılığına ilişkin söylentilerle birlikte piyasada baskı oluştur.